adsense

11 Mayıs 2015 Pazartesi

zorunlu eğitim tarihsel gelişimi

 Zorunlu Eğitim
Zorunlu eğitim bir yurttaşın belirtilen bir çağa girince, gösterilen eğitim kurumlarında öğrenimini sürdürmesini zorunlu kılan yasal bir kavram olarak tartışılmaktadır. Zorunlu eğitim, devletin yurttaşı görmekle yükümlü kıldığı eğitimi, zorunlu öğrenim ise yurttaşların devletin gösterdiği yerde görmekle yükümlü oldukları eğitimi anlatır. Zorunlu eğitim belli bir öğrenim süresini kapsar, bu süre temel eğitimin bir kesimini ya da tümünü içine alabildiği gibi, ötesine de taşabilir. (Başaran 1982,21,Akt:Ergener,2004:35)
Zorunlu eğitimin ne kadar süre verileceği ise ülkelerin eğitime katılımı, gelişmişlik düzeyi ve nüfus artışı gibi etkenlere bağlıdır. Zorunlu eğitimin kesintisiz ya da ne kadar süre verileceği ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Zorunlu eğitim, çocuğun belli bir yaşa girince; eğitime başlamasını zorunlu kılan, yani devletin vatandaşını görmekle yükümlü kıldığı eğitimin süresini içerir ve devletin belirlediği yüklenim anlamına gelir. Bu nedenle zorunlu eğitim sadece belli yaş grubuna giren çocuklar için değil, bu temel bilgi ve becerilere gereksinim duyan her vatandaş için düşünülmüş bir eğitimdir.( Güven,2012).

2.5.1. Zorunlu Eğitimin Tarihsel Gelişimi
Ülkemizde zorunlu eğitimin eskiye dayanan bir gelişim evresi vardır. İlköğretimin zorunluluğu ile ilgili bir girişim eğitimde ilk yenileşme dönemine rastlar. Bu, II. Mahmut’un 1824’te yayınladığı bir fermandır. Daha önceki dönemlerde okuma yazmanın gereği üzerinde duran fermanlar çıkarılmışsa da, 1824 fermanı bu konuyu geniş olarak ele aldığı için zorunluluğu getiren ilk belge kabul edilmektedir(Akyüz,1997:131). Bu bakımdan 1824 fermanı eğitim tarihimizde büyük bir önem taşır. Tanzimat döneminde de tüm Osmanlı eyaletlerini kapsayacak şekilde uygulanmıştır. .(Akt. Aydın,2006:173)
1847 Talimatı, Sıbyan mektebinin programında önemli yenilikler getirmiştir. Bu güne kadar Sıbyan mekteplerinde yazı öğretilmesine pek rastlanmazdı. Talimatta yazının önemi üzerinde durulmuş ve çocukların sıbyan mekteplerine devamında zorunluluk getirilmiş ayrıca okula devam konusunda kontrol mekanizmaları devreye sokulmuştur. 1869 Eğitim Genel Tüzüğü ile çağ çocuklarının sübyan okuluna devam etme zorunluluğu daha ayrıntılı kurallarla yeniden getirildi. Bu zorunluluk 1876 Anayasası’nda da yer aldı (Konan,2000:5). 1913’te Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-ı Muvakkatı( Geçici İlköğretim Kanunu) çıkarılmıştır. Bu kanunun “geçici” başlığına rağmen Cumhuriyetin ilk yıllarında ve hatta 1961’de çıkarılan 222 sayılı İlköğretim Kanununa kadar bir çok maddesi yürürlükte kalmıştır. (Akt: Aydın:173)
Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında zorunlu eğitimin, o günkü ifadesi ile ilkokul eğitiminin süresi beş yıla indirilmiştir (Çınar, Çizmeci ve Akdemir, 2007). Bu dönemde eğitim ile ilgili yapılan ilk önemli çalışma 3 Mart 1924 tarihinde Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkarılmasıdır. Bu kanunla geleneksel eğitim kurumlarına son verilerek yeni bir eğitim sistemine geçilmiştir (Kaya, 1984, s.87). Ancak, ilköğretimin gerçek anlamda yaygınlaşması, harf devriminin yapıldığı 1928 yılından sonra olmuştur (Alıç, 1991, s.166). 1928 yılında Latin harfleri ile oluşturulan Türkçe Alfabe kabul edilmiş, aynı zamanda Atatürk‟ün başöğretmen olarak görev aldığı "Millet Mektepleri" açılarak okuma-yazma seferberliği başlatılmıştır. Böylece yeni harflerle halkın okur-yazarlık düzeyini yükseltmek ve yurttaşlık bilincini geliştirmek hedeflenmiştir (Eurydice.org, 2008). 1929‟da yayımlanan ilk mektep talimatnamesinde, genel ilkokullara "ilkokul" denmiş ve süresi 5 yıl olarak belirlenmiştir. Böylece Cumhuriyet rejimine uygun olarak düzenlemeler yapılmış, uygulamaya yenilik ve yön verilmeye çalışılmıştır (Erdem, 2005). Böylece ilköğretimin kitlelere yayılması sağlanmaya başlanmıştır. ( Akt.Yetkin,2010:17)
1946 yılında toplanan Üçüncü Milli Eğitim Şurasında, İlköğretim süresinin sekiz yıla çıkarılması konusunda şura üyelerinin dilekleri yer almaktadır.(MEB 1946,Akt:Ergener,2004:46)
1940’lı yılarda kent okullarının sekiz yıllık kent okulu düşüncesinden vazgeçildiği için yetiştirilen öğretmenler orta öğretime kaydırıldı. 1946’da köy ilkokullarının süresi de beş yıla çıkarıldı.
04-14 Şubat 1953’te yapılan 5. Milli Eğitim Şurası’nda genel olarak ilkokullar, programları, ilköğretim yasa taslağı üzerinde görüşmeler yapılmıştır.
5 Ocak 1961 tarih ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, zorunlu öğrenim süresini 7-14 yaşları arasına alarak sekiz yıla çıkardı. Yasa bu öğrenimin beş yılını ilkokulda, geri kalan üç yılını da tamamlayıcı kurs ve sınıflarda görülmesi zorunluluğu getirdi. Bu zorunlu öğrenimin ilkokul kesimi uygulandı, ama üç yıllık bölümü uygulanamadı (Başaran 1993:79,  http://denetci.8m.com/f1.htm).
14.6.1973’te çıkan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun (METK) 22. Maddesinde: “ilköğretim, 6-14 yaşlarındaki çocukların eğitim ve öğretimini kapsar. İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.”denmiştir. Fakat aynı yasanın 22. Maddesinde: “ilköğretim kurumları, 5 yıllık ilkokullar ile 3 yıllık ortaokullardan meydana gelir.” ve geçici maddeyle de “Yalnız 5 yıllık bölümü zorunludur.” şeklinde düzenleme ile 8 yıllık ilköğretim uygulanamadı.
1971 yılında Nihat Erim Hükümeti zamanında, 8 yıllık ilköğretim okulları açılmaya başlanmıştır. 24 Haziran - 4 Temmuz l974’ yapılan 9. MEŞ’nda ortaokul temel eğitimin ikinci kademesi sayılmış, ancak zorunlu yapılamamıştır.  23-26 Haziran 1981’de yapılan 10. MEŞ’nda “Temel Eğitime giriş yaşının 7’den 6’ya indirilmesi ve zorunlu eğitimin 5 yıldan, temel eğitimin tümünü kapsayacak biçimde 8 yıla çıkarılması, uygulanmanın yaygılaşması için yatılılık ve taşıma sistemlerine başvurulması” kararlaştırılmıştır. 16.6.1983’te 1739 sayılı METK’de yapılan 2842 yasa değişikliği ile temel eğitim “İlköğretim kurumları” olarak değiştirilmiştir. 18-22 Haziran 1988’de yapılan 12. MEŞ’nda: “ Halen liselerin bünyesinde bulunan ortaokulların tamamen ilköğretim bünyesine alınması, 8 yıllık mecburi eğitime geçişin, bir program bütünlüğü içinde uygulanması; 6. Plan dönemi sonuna kadar tedricen yaygılaştırılması, mevcut ortaokulların, ilköğretimle bütünleştirilmesi” benimsendi. 13-17 Mayıs 1996’da yapılan 15. MEŞ’nda İlköğretim ve Yönlendirme komisyonunda; zorunlu eğitimin kesintili mi? Kesintisiz mi? Olacağı tartışılmış ve genel kurul aşağıdaki kararı almıştır.
“Yakın bir gelecekte 5-6 yaş okulöncesi eğitim ilköğretim bünyesine alınmalı, 8 yılsonunda tek diploma verilmeli, 9. Sınıf liseye ve mesleki eğitime yönlendirme sınıfı olmalı, böylece ilköğretimde 2+8+1 sistemi oluşturulmalıdır. Çocukluğun tam yaşandığı, çocukların kendilerini, ailelerin de çocuklarını tanıdığı bu dönemde bulunanlar çırak yapılmamalıdır. Uzun vadede zorunlu eğitim 18 yaşını kapsayacak şekilde düzenlenmelidir.”(15. MEŞ:197)
16.8.1997’de çıkarılan 4306 sayılı yasa ile “ilköğretim kurumları sekiz yıllık okullardan oluşur. Bu okullarda kesintisiz eğitim yapılır ve bitirenlere ilköğretim diplomaları verilir.”şeklinde değiştirilmiştir. ( http://denetci.8m.com/f1.htm)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder